6 Ağustos 2013 Salı

Kız Kaçırma

"Gün gelecek seninle evlenicem Seray, göreceksin"
Kendime verdiğim bu sözün üzerinden tam on iki sene geçti. Eminim ki o hala kemikli yüz seviyordu. Benim ise yıllar geçtikçe yanaklarım kat kat tombullaşıyordu. Yüzümdeki çizgilere de dünya haritası niyetine bakabilirdiniz.
Ona kötü davransaydım, --on iki sene önce--, birlikte olabilirdik belki, doğru.
Ama şu an ağzımla kuş tutsam benimle olmazdı, ne kadar da çirkindim.
İyice çirkinleşip onu kaçırmaya karar verdim. Başka şansım yoktu.

 "Beyaz Zambaklar Ana Okulu".
Öğretmen olduğunu duyduktan sonra kaç okul gezdim hatırlamıyorum, onu burada buldum.
Bahçede tüm güzelliğiyle duruyordu. Öğrencisi olduğunu tahmin ettiğim, sarışın küçük bir kızla oynuyordu. Böyle bir kızımızın olduğunu hayal ettim. Annesi gibi sarı saçlı, gözleri 4 defa lacivert.
Yanına gitmeye yeltendim. Ayaklarıma beton dökülmüş gibi kaldım, kıpırdayamadım.
Sadece uzaktan izlemekle yetindim.

Artık nerede olduğunu biliyordum. Fakat kaçırmaya cesaretim yoktu.
Onu kaçıracak birilerini bulmalıydım. Bu pis işleri kim yapar bilmem. Sağolsun Hikmet abi bulup ayarladı. Arabamı satıp parayı adamlara verdim. Elimde kalan parayla da ıssız bir göl evi kiraladım.

Her şeyi en ince ayrıntısına kadar planlamıştım. Adamlar Seray'ı kaçırıp getirince, daha önceden anlaştığım can dostum doktor Ferit benden aldığı malzemeyle Seray'ı hamile bırakacaktı.
Tüp bebek!
Evet Seray'ı böylesine severken ona tecavüz edemezdim. Aslında kimseye tecavüz edemezdim. Ne kadar çirkinleşsem de bunu yapamazdım.
Ferit, tüp bebek işlemini halledince Seray'la 9 ay boyunca doğumu bekleyecektik. O süre zarfında birbirimizi tanımak için yeterince fırsatımız olurdu. Zamanla beni severdi bunu emindim. Yakışıklı olmak her şey miydi sanki ? Benimle bir kaç ay geçirip de sevmeyen kimseyi görmedim o da sevecekti.

Göl evine gidip beklemeye başladım. Seray'ın beni tanımaması gerekiyordu. Çünkü bu yaptığım ruh hastalığıydı. Aylar geçtikçe ve beni sevdikçe kim olduğumu öğrenecekti elbet.
Ama ilk anda hayır, tanımamalıydı.
Siyah pardösümü giydim, V for Vendetta maskemi taktım.

Adamların, sevgilimi getirmesini beklerken bir paket sigara ve 70lik Chivas'ın yarısını içtim. Akşam olmuş hava kararmıştı. Adamları aradım telefonları kapalıydı.
" Nerede kaldınız kardeşim akşam oldu !! Bu mu sizin iş ahlakınız ? " diye sesli mesaj bıraktım.
Gece 01.00 gibi viski ve sigara stoklarım bitmişti. Hala kimse gelmemişti, telefonları da kapalıydı.
"Ulan Hikmet abi yapacağın işe sokayım"
Çok sinirlendim, ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledim. " Öldürücem ulan sizi nerede benim sevgilim !"

Uyandığımda öğlen olmuştu. Kapının yanında sızıp kalmışım. Kapı açık fakat gelen giden olmamıştı.
Gece, gözümden kaçmış bir dal sigara buldum yerde. Onu yakıp evden ayrıldım.

"Beyaz Zambaklar Ana Okulu"
Okulun kapısında yaklaşık bir buçuk saat bekledim. Sonunda, elinde telefon konuşa konuşa çıktı Seray.
Tam yanına gidecekken önünde yeşil bir mini cooper durdu. Arabayı süren, kemikli yüzü olan bir adamdı. Seray yanına bindi. Arkada da sarışın minnoş bir kız vardı.
Gözleri kaç defa lacivertti, net göremedim. Arabanın camında siyah film vardı.

Güneş gözlüklerimi takıp bir sigara daha yaktım. Yanaklarımı içime çekip yürümeye başladım.
 " Hikmet abi ne mübarek adamsın az kalsın milletin yuvasını yıkacaktık. "