17 Şubat 2014 Pazartesi

Tonton


  

       Temmuz ayının ortalarında, hava neredeyse kırk dereceydi. Ekmek parası işte, çalışıyoruz. Veysel tef çalıyor, ben dans ediyorum. Milleti eğlendirerek paramızı kazanıyoruz. Mahalle etrafımıza toplanmış, heybetli cüsseme rağmen nasıl bu kadar kıvrak olabildiğimi konuşuyorlardı. "Yetenek işte bacanak."
Köşe başında bir kız gördüm. Kalabalığı yararak bana doğru yaklaşıyordu. Kızın, kırmızı dudakları dışında her şey, siyah-beyaz oldu bir anda. Yaklaştıkça saçları sarardı, gözleri bal rengine döndü. Ben balı çok severim. Yanaştım kıza. Ayıldım, bayıldım, tüm hünerlerimi sergiledim. Güzelliği, bir gülmek tuttu. Gülmeye başlayınca tekrar renklendi hayat. Dayanamadım, pat yapıştım dudaklarına. Kesmedi tabi, afedersiniz biraz erotik kaçacak; yalamaya başladım kızın yüzünü, kollarını. Bir grup piç; "Nasıl lan tatlı mı" diye benimle alay ediyordu. Biraz önce zevkten dört köşe olan kalabalık, panik içinde bağrışıyordu;
"Eyvaah, ayı yicek gül gibi kızı". Veysel, ardıç ağacından sopasıyla bana vurmaya başladı, bir yandan da burnumdaki halkadan çekiştiriyordu. "Tonton bırak kızı, çekilsene aayvan".
Canım çok acıdı. "Ne yani ayıyım diye aşık olamaz mıyım? " diye bağırdım. Kızı kollarımdan aldılar. Sopanın acısıyla, aşk acısı birleşince bayılmışım. Veysel, yüzüme kovayla su çalınca kendime geldim. Ağzıma deri kayış takılmış, hayatımın aşkı gitmişti.


       İşte o günden beri gıcığım Veysel'e. Fırsatını bulduğum an, onu paramparça etmeye ant içtim. Tabi Veysel temkinli davranıyordu. Ağzımdaki deri kayışı çıkarmaz oldu. Yine de Veysel salak biridir, elbet fire verecekti.
       Kadıköy civarında sanatımızı icra ederken, Veysel komutu verdi; "Aamamda karılar nasıl bayılır tonton göster bakem abilere". Bayıldım. " Aaaadi şimdi de ayıl ". Ayılmadım. " Ayıl tonton ayıl " diye bağırdı. Yerde sırt üstü yatıyordum. Nefesimi tuttum. Veysel, kafasını göğsüme koydu. Nefes almadığımı anlayınca telaşlandı. "Sunni teneffüs yap abi, ayı kalp krizi geçiriyo" dediler. Dedim ya; Veysel salak biridir. Ağzımdaki deri kayışı çıkardı. Beklediğim an gelmişti. Veysel, bana hayat vermek maksadıyla dudaklarıma doğru eğildi.

  Yaşanan vahşeti anlatıp, sizde kötü bir imaj bırakmak istemiyorum. Sonuçta ne yaptıysam, aşk acısından yaptım. Aşk için yapılan her şey mübahtır. Değil mi ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder