17 Ocak 2014 Cuma

Sosyal Ağ Aşkları

       Los Angeles'ta bir gökdelenin 45.katında olsaydı evim, salondaki camı kırıp kalabalık caddeye uçabilirdim. Ya da altmıştan hızlı gidebilse motosikletim uçurumdan denize doğru uçabilirdim.
Ne yazık ki dört katlı bir apartmanın ikinci katında oturuyorum, motoru da vergi ödememek için 100cc'lik almıştım.
   
     Herkes gibi benim de çok fazla derdim var aslında. Ama beni intihara sürükleyen çıbanbaşı Gülizar'dı. Bir insan kıvırcık sarı saçlara ve koyu yeşil gözlere sahip olup, bir de üstüne büyüleyici bir şekilde nasıl keman çalabilir aklım almıyordu. Aklımın almadığı yerde kalbim aldı onu.
   
    Gülizar'a duyduğum aşk gece gündüz benimleyken, onunla sohbetimiz sosyal ağ üzerinde dört satırı geçmedi. Beni nasıl sevebilir diye hayaller kurarken bile başarısız oluyordum, gerçekte hiç şansım yoktu.
Bir gün profilinde;  'uçan balon şeklinde altın kolye yapmışlar yaa çoook tatlııı' diye yazmıştı. Parayı basıp , renk renk altın balonları ona hediye etsem mi diye düşündüm. Eminim ki benim kuyumcu dükkanım olsa  o Tibet'e gidip tövbe eder, kendini ruhani duygulara adardı. Zaten param da yoktu, vazgeçtim.




   Bir kaç ay önceki kısa sohbetimizin ardından onunla tekrar konuşabilmek için can atıyordum. Konuşmak için önemli bir konu aradım. Sonunda buldum ve ona karşı son kozumu oynadım;

-Selam Gülizar, ben 12 gün sonra intihar edeceğim de hakkını helal et.
-Aaa, neden 12 gün ?
-Özel bir sebebi yok öyle karar aldım
-Anladım, helal olsun tabi

   İstediğim etkiyi bırakamamıştım. 'İntihar çözüm değil, ne derdin var senin' diye sormasını beklerdim. O sadece 12 gün olayına takılmıştı. Ah Gülizar iki buçuk metrelik,  pis suratlı cellat bile öldüreceği adama son isteğini sorar, sen sormadın.
Bu, bardağı taşıran son damla oldu.

       Babam polis yada asker olsaydı, üzerine zimmetli silahını alıp beynimi dağıtabilirdim. Malesef babam resim öğretmenidir. Evde boya ve fırçalardan başka pek bir şey yoktu. Takdir edersiniz ki fırçalarla intihar etmek mümkün değil, ölmekten yine vazgeçtim.

    12 gün şöyle böyle geçmişti. Bu süre zarfında hayatın güzel yanları olabileceğini de gördüm. Yeni öğütülmüş kahve kokusu güzeldi mesela, bazı şarkılar da çok güzeldi. Ama ölmediğimi gören Gülizar'a ufak bir açıklama yapmam gerekiyordu şimdi. Tekrar klavye başına geçtim;

-Selam Gülizar, ben intihar etmedim :))
-Fark ettim
-Heheh :) Sorunları kenarı bırakıp hayattan tat almak lazım bazen :D :D Sonuçta yaşamak güzel bir şey dimi ?

Cevap yazmadı.
'Kötü günlerinin bittiğine sevindim' yazabilirdi. Ya da 'sende intihar edecek göt yok' yazmasına razıydım. Hiç değilse bir gülücükle sohbeti bitirebilirdi, ama o cevap yazmadı.


     13.günün gecesi intihar ettim, babamın akşamki resim çalışmasından kalan yarım litre tineri içerek..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder